Kadir gecenin gerçek Kuran-ı Kerim'deki anlayışı

Ramazan ayın başlangıcında bir Alevi İnternet Sayfasında kendine Müslüman diyen, Sunni olan bir şahıs siyah yazılarla alta belirtmiş olduğumuz soruyu yazmış ve ben Fakiri Fukara olarak size soruyorum, Müslümanlık bunun neresinde? Bunada siz karar verin.

MERHABA DEGERLI CANLAR
ORUC NASIL GIDIYOR????
ALLAHA EMANET OLUNUZ!
BIRAZDAN NAMAZIMIZI KILACAGIZ!!
AGIZ ABDESTIMIZ ALIP ALLAHA DUA EDECEGIZ!!
BÜTÜN MÜSLÜMAN ALEMININ RAMAZANINI EN ICTEN DUYGULARIMLA KUTLUYORUM VE SEVGILERIMLE MERHABA DEGERLI CANLAR

LÜTFEN BIZE SÖYLEYIN KADIR GECESI VE KANDIL GECESI FN YAZIN!!!NEDIR??

Sırrı Hak kadir geçelerinde ve haktan – haka bakan canlara yolumuz hak ile olsun!

Kadir (değerli) gecelerinde hak ile bir olmak, güneş batıktan ve doğuşuna kadar gizli ibadetimizde sadece Tanrımızla bir olmak ve Allahın izini ile Melekler ve Ruh (Cebrail) inerler akşamın bitimine kadar İnsanoğlu ile beraber Allah’a selam (ibadete) dururlar.
Ne yazıki bizlere kendileri ramazan ayında kadr gecesinin sorması, acaba kendi düşünçleri temelerinede terz düşmüyormu, bunuda biz kardeşlerimize sormakta borçlu kalmayalım.
Kadir gecesi hakkında, düzenciler öylesine bir yalanlar ve kandırmalar yazmışlardırki, bizim beyanlarımızı öyle insanların inançına hiç bir tesir yapmıyor, ama biz genede kardeşimize cevapta borçlu kalmayalım ve Allaha olan doğruluk görevimizi yerine getirelim.
Asırlardır hakın yolundan uzaklaşanlar, kadir gecesi için asırlardır –Ramazan Ayı geldiğinde bilinmeyen bir geceyi cemaatlerine uyarıp duruyorlar.
365-366. günün içinde gelip geçen 365-366. tane Gecelerin arasindan uydurma Kadir Geceleri icad edilerek ve icad olunan bu uydurma Kadir Gecesinin de hangisinin olduğu bilinmesin diye devamlı yalanlar üretilerek cemaatları aldatılıb duruyorlar.
Gerçekten de kuran’da Kadir gecesi deyimi vardır.

Örnek gösterdikleri 97/1-5  Kadir Süresindeki/ 5 tane Ayet
Ama, manası değiştirilmiş olan bir Kadir gecesi vardır. Kuran’ın Kadir gecesinde indirildiği iddiası yapılan bu sureye verilen mêal ve manâ, şu anda tefsirlere işlenen şekli ile değildir.
Biz, örnek getirilen surenin mealini gerçek olarak verelim.

- İnna Enzelnâhu Fiy Leyl’etül kadr.
( Muhakkak ki, Biz, Kadr-i (Değerli) Yüceltilmiş Geceler yarattık.)

- Vemâ Edrake Ma’leyl’letül kadr.
( O Kadri (Değerli) Yüce Gecelerin ne olduğunu bilirmisin?..)

- Leyi’etülkadr-ı Hayr-ün Min Elf’i Şehr.
(O, içinde Hayır Olmayan Bin Aydan Daha Hayırlıdır.)

- Tenezzelül Melâiketü Ver’ruh-u fîhâ bi izni rabbihim min kulli emrin.
(O geceyi İhya edenler için Melekler ve Ruh,
Allah’ın İzniyle inerler,)

- Selâmun, hiye hattâ matlaıl fecr(fecri).
(
Fecrin bitimine kadar Selam verirler.)

Yani, vaktine eriştiği geceyi ibadetiyle ihya eden bir Talib olan bir Mü’min için O gecesi, bir kadir (yani değerli bir) gecedir.
Kimki, gecelerini böylesi ihya eder, içinde bulunduğu gecelerini değerlendirirse, o gecesi onun için aynen bir kadir gecesi olur, değerli olur.
Kadir gecesi, her akşam güneşin batıktan ve doğuşuna kadar, kişinin ihya ettiği, yani o gecesini ibadet ve tâat ile geçirdiği geceye denilir.

Halbuki Kuran’ın nazıl olduğu gecenin haberi, Durhan 44. Surenin 2. ve 3.ncü ayetlerde vardır.

- Vel kitab’il Mübiyni. İnna Enzelnahü Fiy Leyletin Mübareketin İnna Künna Münziriyn...)
(Biz, Kitabı Mübiyn Hakkı için O’nu mübarek bir gecede İnzal ettikki, Münzirleri de O’nunla İnzar ederiz...)

Yani kitabımız olan Kuran, mübarek vakitlerden olan gecelerde gönderildi.
Görmezmisiniz ki, Kuran’da bile, gecelerin yapılan İbadetlerin Amellerin ne kadar Faziletli olduğunun nice nice belgeleri vardır.
İnsan, yeterki içinde bulunduğu gecesini İhyâ eylesin, değerlendirsin.

Bakınız: 16 Nahl süresi 12. ayet.
50 Kaf süresi 39 - 40. ayetler.
51 Zâriyât süresi 17 - 18. ayetler.
52 Tur süresi 49. ayet.
73 Müzemmil 1 - 4. ayetler.

Daha niçe Ayetler Kuran'da belgelenmişdir.

Değerli Canlar!
Siz sormuyormusunz değerli Canlar, her gece sizin Kadir geceniz değilmi diye

Değerli Canlar saygı ile sevgi Allahın değerli gecelerinde gönlümüz bir olsun.
(Kanak: Nazmi Nizami Sakkallıoğlu (Profesör 1400) - Ehlibeyt İlmihâli - Ehlibeyt Muhibbinin el Kitabıdır adlı eserinden, Sayfa 101 - 103)  Yazan: Fakiri-Fukara.



Bu senin hakın - Buda benim hakım


Şeriat demek yer ve gök arasındaki yaşadığımız hayatın tah kendisidir ve adaletin eksik bir şekilde dağılmaması için yol ışığıdır.
Sayın Profesörler, Doçentler ve Doktorlar ünvanına sahib olan bilim ve araştırma alanındaki sevgili bilginlerimiz, size bir sorum var!

Biz dünüyada her olan biteni ve herşeyi biliyormuyuz?

Bizim Profesörler, Doçentlerimiz ve Doktorlarımız doğru olmaya çalışmaktalar ve cevapları, ancak bu olabilir! Biz ancak bir konuyu ele alabiliriz ve bilimsel açıdan araştırma yapa biliriz ( örnek: Hastalıklıkları, Teknik konuları, Toplum üzerine felsefi düşünceler vs,vs) ve ancak araştırmış olduğumuz konularla cevap verebilirz.
Marksist olan Friedrichs Engelsin dialektik ve Materializim kitabında soru iletmişler! Acaba tanrı var mıdır? O, bu cevabı vermiş, biz ancak gördüğümüz bir Metanın var olduğuna kanat getirebiliriz, ama bir tanrının var olup olmadığına açıklık getiremeyiz, çünkü bilimsel olarak getirebilemediğimz için birşey diyemeyiz, ancak Dünüya toplumun hükümdarların feodalizim ve burjuvazi, tanrıyı kendi çıkarları için kulandıkları için insanları sömürdüklerinden dolayı, bizde tanrının var olduğunu ispatlayamadığımız için tanrıya ve dinlere karşıyız.
Bunu söyleyen bir Matarialist ve Metafizikçi ve başta gelen bu felsefi Profesörlerden ikinçisi ne yazıki kendileri Allah'a olan itikatı olmadığından dolay varmış oldukları ağır hataya düşmüşlerdir ve ben bunada inanıyorumki, Kuranı Kerimden ve İncilden kendileri bazı bilgiler almışlardır, ama Şeriat kapısını açamamışlardır, çünkü Allahım sen büyüksün yeri ve gökü yaratan sensin ve senin adaletine ve sevgine sığınıyorum ve senin yolundanım, Şeriat kapısını açamak için bu zikiri söylemek gerekmektedir.
Şeriat demek sadeçe insanlara uygulanacak bir adalet değildir, tüm varlığa uygulanacak bir adaletir ve bunun uygulamayı gerçekleştiren Ehlibeyt ve O'nun soyundan gelen Mürşidlerdir ve dünüyada Allahı Talanın velileridir.
Allahı Tala insanlara sunduğu Kuranı Kerimi ve Ehlibeyti, bunlar var olduğu müdetçe insanoğlu var olacaktır.
İşçi Sınıfın Felsefi önderleri olan Marks ve Engels, haksızlığa karşı çıkması ve Burjuvazi üzerine Proleter rejim diktatörlüğü getirmesi ve bunun sistemin adı Sozializim ve aşama, aşama sınıfsız bir topluma varma teorisini gütmesi ve böyleçe Kominizime varmasıdır ve ateizimi (Allaha inanmamak) uygulamak.
Değerli Canlar Kapitalist-Emperialist sistmle Sosializim-Kominizim arasında hiç bir fark yoktur, çünkü ikiside Materialist yapıda olan bir sistemdir ve Ateizime doğru giden bir mekanizmadır. Allaha inanmayan ve halklarını Tevratan, İnçilden ve Kuranı Kerimden uzak tutan anlayışlar, Hakın adaletine ve insanlar arasındaki saygı ve sevgiyi nasıl oluştura bilirler manevi güç, onlarda olmadığı halde görmüyormuyuz, onların kendi çıkarlarına dayanarak savaşları oluşturduklarını, ancak bunu belirte biliriz Sosialistlerin görüşüne dayanarak diyebilirizki feodal toplumdan sonra kapitalizim ve gelişmiş hali olan emperializim ve ondan sonra sosializim ve onun gelişmiş hali olan kominizim, olması gerektiğini söylemekteler, ama bu başarısızlıkla sona ermişdir ve adaleti kendi sistem içerisinde oluşturamadılar, çünkü şeytanı bilmedikleri için kendi aralarındaki dayanışmayı ve kendi aralarındaki paylaşımı uygulayamdılar, çünkü ilk nefsine yenik düştüler ve Allah'ın varlığından ve nurundan uzaklaşarak buz gibi dondular ve bir vuruşta dağıldılar.
Dünüya Halkları ve Dünüyada bulunan bütün Uluslar, Emperial güçler tarafından talan edilip bölünmekteler ve savaşlarnan karşı, karşıyalar ve yetmiyormuş gibi doğanın bozulmasınada sebep olmuşlardır.
Kendine Müsliman diyen bir insan akıl ve kalb yollarını Allahın sevgisi ile donanması gerekmektedir ve bu sevgiye ulaşmak için Allah'u Tala'nın bütün kitaplarını okumak, akıl ve kalb zenginliğine varmak ilk nefsinle ve şeytan'la mücadele etmek için Ehlibeytin yastığına baş koyması lazımdır ve onun önderliğinde hakikata varmak için bağımsız ve yanlışlardan arınmış bir toplulukla ançak hakikat denizine adım atabiliriz. Can kardeşim ve can dostlarım hakın sevgisi kalblerimizde dolsun ama taşmasın.
Yazan: Fakiri-Fukara



                            
Akşam İbadeti

Değerli Canlar akşamı - gündüze bağlayan saatlerimizde hakkikat yolunda kadir geçelerinde Hakka olan ibadetlerimizde meleklerle bir olalım.Değerli Canlar bizim genelde insanların Allah'ı Tala'ya ibadetinde böyle ve şöyle edin diye zorunluğumuz yoktur, ama biz sadeçe şimdi genel olarak İbadet diyerken şunları anlıyoruz: İbadet vucut hareketlerimizle yüce varlığa yönelmemizdir, Hak yolunda talib olan canlarımız ve gizli ibadetinde, canı gönülden Hakk'la bir olmak için istediği uygun bir şekilde ibadetini yerine getirebilirler. Fakiri-Fukaranız olarak Kuran'ı-Kerim'de Allah'ı Tala bizlere kolaylıklar tanımıştırki ve canı gönülden bireysel ibadetinde, Yaratıcısı ile birleşmesini canı gönülden arzu edene. ( Meçburi bir İbadet konusunu ileriki yazımızda deyiniçeğim)

Hz. İsa (a.s) buyuruyorki gizli İbadet konusunda:
Dua ettiğiniz zaman da ikiyüzlüler gibi olmayın; çünkü insanlar kendilerini görsünler diye, havralarda (Yahudi toplumun ibadet yerleri) köşe başlarında durup dua etmeği severler. Doğrusu size derim: Onlar karşılıklarını aldılar. Fakat sen dua ettiğin zaman, kendi iç odana gir ve kapını kapıyarak gizlice olan tanrına dua et;  Dua ederken putperestlerin ettiği gibi boş tekrarlar yapmayın; zira onlar sanırlar ki, çok söylemeler ile işitilecektler. Bundan dolayı, onlara benzemeyin, çünkü Tanrınız nelere ihtiyacınız olduğunu siz ondan dilemeden önce bilir. (İncil’i Şerif 6. Bab 5.6.7.8.9 cı ayetlerinde yazar.)

Değerli Canlar biz namaz olayını, katiyen kabul etmiyoruz, çünkü Kuran-ı Kerim’de Allah’a olan İbadet’ten söz etmektedir eski Mealinde böyledir ve biz Ehlibeyt ve Alevi toplumu olarak ibadetlerimizi sır olarak Allah ile kul arasında yerinde kuran-ı kerimi okuyarak ister Secde – ister kıyam – isterse Rükuu şekilinde evimizin ibadet köşesinde yerine getirmekteyiz, bunun adı kişisel ibadetdir. Kişisel ibadetlerimizi güneş batıktan sonra, dahaki güneş doğana kadar, yani Akşamdan – Sabaha kadar bir müminin zikirini ve ibadetini gönül rahatlığıla her akşamın değerli ( kadir gecelerinde) yerine getirmesini dileriz.

Kuran-ı Kerim’den Müzemmil süresi: 73 Ayetlerinde: 1 -7’ye kadar,
Şöyle buyurmaktadır:
Ey esvapına bürünüp yatan. Gece kalk. Gecenin birazı müstesna, gecenin yarısında kalk, ister artır ister eksilt. Sonra Kuran-ı ağır, ağır tane, tane harflerini belli ede, ede oku. Biz sana cidden ağır bir emaneti Vahy ve ilka ediyoruz. Gerçi gece vaktinde kalkmak, zor gelebilirsede, kıraate daha elverişlidir. Çünkü senin, gündüzleri uzun uzun meşguliyyetin vardır.

Miraç ibadeti hakkında nazıl olan isra suresinin 78. 79 ayetleri

"Ekiymüsselate lidülükişşemsi ila gasekılleyli ve kuranelfecri inne kur'anelfecri kane meşhuden ve minelleyli fetehecced bihi nafileten leke asa en yebaseke rabbüke mekamen mahmuden."

Türkçesi meali:

Farz olan ibadete kalk. Gün aştıktan gecenin karanlıklarından Kur'an okuyarak şafak ağarıncaya kadar ibadet eder isen gece ve gündüz melekleri şehadet eder.

Tefsiri:

"Gece vaktinde uyanıp senin için farziyet  ve faziletine  ziyade  olarak  gece  ibadetini  kıl  ta  ki  rabbin  celle  şane  seni  makamı  Mahmuda  götüre."

Değerli Canlar Kuran’da, ibadet tabi olan mümin ve talluk eden bütün amellerin hepsinin de haberi, Akşamın gün batışı sırasında başlamakta, sabahın gün doğmasına yakın zamanında bitmektedir.

(Kaynak Toplu Eserler Dedemiz Halil Öztoprak ve Ehlibeyt ilmihali – İslamda ibadet Profesör 1400) Yazan: Fakiri-Fukara.



                     
Zikir ibadeti

Değerli kardeşlerim bizim genelde insanların Cenabi Hakka böyle ve şöyle ibadet edin diye zorunluğumuz yoktur, ama ibadetinde gerçek bir Talib olan ve Ehlibeyt’in yolunda ibadetinde ve zikrinde Allah’u Tala ile bir olmak istiyorsa, gizli ibadetinde kendi bir köşeye çekilip zikiri ibadetini yerine getire bilir. Hak-Muhammed-Ali yolunda Talip ( Allah yolunda olan kişi ) olan aklı kamil bir insan iç duygularıyla gizli ibadetini yüzlerçe veya binlerçe insanın arasında zikrini yerine getire bilir, ibadetini kendi içinde okuyarak, illahki zikir ibadetini bu saate yerine getiriliçek diye bir ayet yoktur, ama genelde gündüzleri yerine getirilmektedir, çünkü bir insan darda olduğu zamanda, çalışırken ve yatmak üzerekende zikiri ile Cenabi Hakka bağlanır ve sadece tüm insanlık süslenmiş Camilerde, Kiliselerde ve Haverilerde ( yahudilerin ibadet yerleri) yapılır diye bir meçburiyet yoktur, bu bir nefsin vermiş olduğu bir aldatmaçasıdır, ister denizin, ister çölün, ister havada, ister hasta ol ve ister yeraltında ol, bir insan sıkıştığı an son kurtuluşu yaratıcısının kendilerine af eylemesini ister ve canı gönülden edilen zikir ibadeti bir secde, rüku ve bir kamet getirileçek gibi geçerlidir ve Allah katinda duyulur ve yerine gelir, Allah Tala af ediçidir hak yolunda tüm insanların bir vucud olmasını ister.
Yazan: Fakiri-Fukara